12 Eylül 2011 Pazartesi

İş sağlığı ve güvenliği olmayan İşçi ne yapmalı?



İş sağlığı ve güvenliği hükümlerine gereği gibi uyulmaması sonucunda işçiler meslek hastalığına ve iş kazasına uğrayarak sakat kalmakta veya hayatlarını kaybedebilmekte, aynı zamanda işverenler hakkında da cezai ve hukuki yaptırımlar uygulanmaktadır.
İş kazaları ve meslek hastalıklarının, işçi ve işveren yönünden çeşitli kayıplara neden olmasının yanında aynı zamanda ülkemizin de iş gücü ve ekonomik kaybına neden olmaktadır. 4857 sayılı İş Yasası işçiye iş sağlığı ve güvenliğinin sağlanmasını isteme hakkını getirmiştir. Yasa koyucu bu düzenleme ile iş sağlığı ve güvenliğini korumak için bireyin kendisine de sorumluluklar yüklemiştir. 

Yasanın vermiş olduğu bu haktan çalışanlarımızın büyük bir kısmı maalesef bilgi sahibi değildir. Bu hakkın çalışanlar tarafından etkin bir şekilde kullanılması iş kazalarının azalmasına katkı sağlayacaktır. Çalışanlarımızın iş hukukundan doğan hakları konusunda bilinçlendirilmesi ve eğitim seviyelerinin yükseltilmesi gerekmektedir. Bunun içinde devlete, sendikalara, meslek kuruluşlarına, basın ve yayın kuruluşlarına görev ve sorumluluklar düşmektedir. İşyerinde iş sağlığı ve güvenliği olmayan işçi ne yapacaktır? 

İş kazalarının önlenmesinde başvurulması gereken ilk adım olan bu soruyu cevaplamaya çalışalım. İşyerinde iş sağlığı ve güvenliği açısından işçinin sağlığını bozacak veya vücut bütünlüğünü tehlikeye sokacak yakın, acil ve hayati bir tehlike ile karşı karşıya kalan işçi, iş sağlığı ve güvenliği kuruluna başvurarak durumun tespit edilmesini ve gerekli tedbirlerin alınmasına karar verilmesini talep edebilir. Kurul aynı gün acilen toplanarak kararını verir ve durumu tutanakla tespit eder. Karar işçiye yazılı olarak bildirilir. 

İş sağlığı ve güvenliği kurulu ile işveren veya vekilinin işçinin başvurusuna ilişkin yazısına ne kadar bir sürede cevap verecekleri Yasa'da belirtilmemiştir. Bize göre konu insan yaşamını ilgilendirdiği için kurulun veya işveren/vekilinin mümkün olan en kısa sürede işçinin talebine cevap vermeleri gerekir. İş sağlığı ve güvenliği kurulunun bulunmadığı (50 işçiden az işçi çalıştırılan) işyerlerinde talep, işveren veya işveren vekiline yapılır. İşçi tespitin yapılmasını ve durumun yazılı olarak kendisine bildirilmesini isteyebilir. 

İşveren veya vekili işçiye yazılı cevap vermek zorundadır. İşveren veya vekili işçinin başvurusuna cevap vermekten kaçınırsa, işçinin iş sağlığı ve güvenliği ile ilgili olarak yaptığı başvuruyu hukuki uyuşmazlıklarda ispat etmesi gerekecektir. İşveren veya vekili, işçinin yazısına cevap vermedikleri takdirde işçi noter, PTT vb araçlarla işverene talebini iletir. Ayrıca işçi işyerinin bağlı olduğu Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı'nın ilgili bölge müdürlüğüne de dilekçe ile başvurup işyerinde iş sağlığı ve güvenliği tedbirlerinin olmadığını belirterek, bu durumun giderilmesini isteyebilir. 

İş sağlığı ve güvenliği kurulu, işçinin talebi yönünde karar verirse işçi, gerekli iş sağlığı ve güvenliği tedbiri alınıncaya kadar çalışmaktan kaçınabilir. İşçinin çalışmadığı süre içerisindeki ücret ve diğer hakları saklıdır. İşçi, iş sağlığı ve güvenliği tedbirleri alınıncaya kadar geçecek sürede çalışmadığı günlerin ücret, ikramiye ve diğer haklarını işverenden talep edebilecektir. Çalışılmayacak olan sürenin Yasa'da ne kadar olacağı açıkça belirtilmediğinden iş sağlığı ve güvenliğine ilişkin tedbirler alınmadığı sürece işçinin çalışmadığı günlere ilişkin ücretleri ve diğer hakları ödenecektir. 

Çalışılmayan sürenin yıllık ücretli iznin hesabında dikkate alınıp alınmayacağı konusunda İş Yasasında açık bir hüküm bulunmamaktadır. Ancak Yasada yer alan "işçinin çalışmaktan kaçındığı dönem içinde ücreti ve diğer hakları saklıdır." Hükmüne göre yıllık ücretli iznin hesabında çalışılmayan süreninde dikkate alınması gerekir. 

İş sağlığı ve güvenliği kurulunun kararına ve işçinin talebine rağmen gerekli tedbirin alınmadığı işyerlerinde işçiler İş Yasası'nın 24. maddesinin (I) numaralı bendine uygun olarak sağlık sebeplerini gerekçe göstererek belirli veya belirsiz süreli iş sözleşmelerini derhal feshedebilir. Söz konusu fesih işçi tarafından haklı bir fesih olarak kabul edilecek, eğer işçinin kıdemi bir yıl veya üzerinde ise işveren ayrıca kıdem tazminatı ödemek zorunda kalacaktır. İş sağlığı ve güvenliği tedbirlerini almaktan kaçınan işveren işçinin iş sözleşmesini fesh ederek işçiyi işten çıkarır ise işçiye ihbar tazminatını, kıdem tazminatını (çalışma süresi bir yılı doldurmuşsa) ve sözleşme ve yasadan doğan para ile ölçülmesi mümkün bütün hak ve menfaatlerini ödeyecektir. 

İş sağlığı ve güvenliğine ilişkin mevzuat hükümlerine işçi, işveren ve ilgili diğer kesimlerin titizlikle uyması gerekir. İşçilerin iş sağlığı ve güvenliğinin sağlanmaması iş mevzuatında hukuki ve cezai yaptırımlara bağlanmışsa da bu durum doğrudan insan yaşamını ilgilendirdiğinden işverenlerin insan yaşamının kutsal olduğu gerçeğinden hareketle bu konuda sosyal sorumluluk bilinci doğrultusunda gerekli hassasiyeti göstermeleri gerekir. Yasaların çalışanlara vermiş olduğu "iş sağlığı ve güvenliği tedbirlerinin alınmasını isteme hakkını" işyerinde bu tür sorunlar varsa çalışan her birey kullanmalıdır. Herkesin üzerine düşen sorumluluğu yerine getirmesi durumunda iş kazaları ve meslek hastalığının önemli ölçüde azalarak gelişmiş ülkeler ortalamasına hatta bu ortalamanın da altına düşmesi mümkün olacaktır. 

http://www.gunes.com/2011/09/12/yazar/1153/arif_temir/is_sagligi_ve_guvenligi_olmayan_isci_ne_yapmali_.html

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder