10 Ekim 2011 Pazartesi

Komisyon Ücretlerinde KDV Tevkifatı


T.C.
NEVŞEHİR VALİLİĞİ
Defterdarlık Gelir Müdürlüğü


Sayı : B.07.4.DEF.0.50.10.00-KDV-2-2 06/09/2011
Konu : Komisyon Ücretlerinde KDV Tevkifatı
Turizm seyahat acentelerine ödenen komisyon ücretlerine KDV tevkifatı yapılıp yapılma

İlgide kayıtlı özelge talep formunda; sıcak hava balonu işletmeciliği yaptığınız, turizm seyahat acentelerine ödediğiniz komisyonlar karşılığında almış olduğunuz faturalarda, 110 Seri No.lu Katma Değer Vergisi Genel Tebliğinin (B) bölümünde yapılan düzenlemeler uyarınca KDV tevkifatı yapılıp yapılmayacağı hususunda bilgi istenilmektedir.
110 Seri No.lu Katma Değer Vergisi Genel Tebliğinin (B/2) Tevkifat Uygulaması başlıklı bölümü ile turizm acentesi, rehber ve benzerlerince verilen bu Tebliğin (B/1) bölümündeki düzenlemeye konu hizmetlerde, KDV Kanununun (9/1) maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak, bu Tebliğin yayımını izleyen günden itibaren geçerli olmak üzere, (2/3) oranında KDV tevkifatı uygulanması uygun görülmüştür.
.
Buna göre; turizm acentesi, rehber ve benzerleri tarafından turist kafilelerini alışveriş etmeleri için belirli dükkânlara/mağazalara götürme karşılığında bu işletmelerden alınan bedeller üzerinden hesaplanan KDV tutarına (2/3) oranında tevkifat uygulanarak işletmeler tarafından sorumlu sıfatıyla beyan edilecektir.
Söz konusu Tebliğdeki bu düzenleme uyarınca, Şirketinize getirilen turist kafileleri için, seyahat acentesi, rehber ve benzeri kişilere yapılan ödemelere ait KDV nin tevkifata tabi tutulması gerekmektedir.
Bilgi edinilmesini rica ederim.
(*) Bu Özelge 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 413.maddesine dayanılarak verilmiştir.
(**) İnceleme, yargı ya da uzlaşmada olduğu halde bu konuya ilişkin olarak yanlış bilgi verilmiş ise bu özelge geçersizdir.
(***) Talebiniz üzerine tayin edilmiş olan bu özelgeye uygun işlem yapmanız hâlinde, bu fiilleriniz dolayısıyla vergi tarh edilmesi icap ederse, tarafınıza vergi cezası kesilmeyecek ve tarh edilen vergi için gecikme faizi hesaplanmayacaktır.

Doktora mecburi hizmet senedi




Doktora mecburi hizmet senedi

KHK taslağındaki hükümler doktoru zorlayacak. Uzmanlık eğitimini yapan hekimler senet imzalayacak. Mecburi hizmetini yerine getirmeyen asistan, devlete tazminat ödeyecek
Tam gün şokunu yaşayan doktorları üzecek yeni kararname de yolda. Sağlık Bakanlığı ve Bağlı Kuruluşlarının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname (KHK) taslağındaki dikkat çekici iki yeni düzenleme, hekim dünyasında çok tartışılacak. Mezun olduktan hemen sonra 300 ila 600 gün arasında değişen sürelerde mecburi hizmetlerini yapan ve ancak o zaman diplomalarını alabilen hekimler, aynı zamanda uzman hekim olduktan sonra da mecburi hizmet yapmak zorundalar.
Mecburi hizmetini tamamlamayan hekimlerin mesleklerini icra etmelerine ne devlet kadrolarında ne de özel sektörde izin veriliyor.
Türkiye’de, mezun olmasına karşın; diplomasını mecburi hizmetini tamamlamadan alamayan tek meslek grubu olan hekimler şimdi bir zorunlulukla daha karşı karşıya. Yeni kararname taslağında ‘uzmanlık eğitimi yaptırılmasını’ düzenleyen maddede bir de senet imzalama zorunluluğu getirildi. 4 yıllık uzmanlık eğitimini yapan doktorlardan, Maliye Bakanlığı tarafından hazırlanan ‘Yüklenme Senedi ile Muteber İmzalı Müteselsil Kefalet Senedi’ alınacak. Böylece doktorun mecburi hizmet yükümlülüğünü yerine getirmeden görevinden ayrılması, müstafi sayılması, görevine son verilmesi veya devlet memurluğundan çıkarılması halinde, o güne kadar kendisine bakanlıkça yapılan tüm ödemeler faiziyle birlikte tahsil edilecek. Mecburi hizmetini yapmayan hekim, sadece mesleğinden olmayacak bir de üzerine senet ödeyecek.
YETERSİZ DOKTORA EĞİTİMBir başka düzenleme de Sağlık Meslekleri Kurulu ile ilgili. Kurul, mesleğinde yetersizliği tespit edilenlerle dikkatsiz ve özensiz davranışla ölüme veya fonksiyon kaybına neden olanların, mesleki yeterlilik eğitimine tutulmasına karar verebilecek. Sınavda başarısız olanlar meslek icrasından men edilecek.
Dilek GEDİK / ANKARA
kaynak : http://www.aksam.com.tr/doktora-mecburi-hizmet-senedi–72303h.html

Anonim Şirketlerin hisselerini geri alması hakkında

6102 sayılı Yeni Türk Ticaret Kanunu 1 Temmuz 2012 tarihinde yürürlüğe giriyor.
Yürürlüğe giren maddelerden biri de “anonim şirketlerin kendi hisse senetlerini geri almalarıyla” ilgili..
Şu anda yürürlükte olan 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 329. Maddesi, bazı özel durumlar/istisnalar dışında, anonim, şirketlerin kendi hisse senetlerini geri almalarını yasaklıyor. Bu yasağı öngören yasa hükmü “emredici nitelikte” olup, yasağa uyulmaması halinde yapılan işlemin geçersizliği söz konusu.
.Ancak 1 Temmuz 2012 tarihinden itibaren yürürlüğe girecek olan Yeni Türk Ticaret Kanunu’nun 379. maddesi ile bu uygulama ve bir anonim şirketin yüzde 10 oranını aşmayacak şekilde kendi hissesini geri almasına olanak sağlandı.
Buraya kadar tamam ama o da ne?
.Sermaye Piyasası Kurulu’nun 10 Ağustos 2011 tarihli toplantısında aldığı ilginç bir kararla, payları İMKB’de işlem gören anonim şirketlerin, kendi paylarını geri alabilmelerine, olanak sağlandı.
Başka bir anlatımla, 1 Temmuz 2012 tarihi gelmeden, “anonim şirketlerin kendi hisselerini geri alabilmelerine” ilişkin uygulama başlatıldı.
.İşte yazımızın başlığında “1 Temmuz 2012 tarihi geldi mi gelmedi mi?” derken, vurgulamak istediğimiz olay buydu..
1 Temmuz 2012’de yürürlüğe girecek yasa hükmünü, Sermaye Piyasası Kurulu yürürlüğe koydu bile (Bu konuda ayrıca Doç.Dr.Korkut Özkorkut’un, BATİDER’in Ekim 2011 sonunda çıkacak olan sayısında yayımlanacak makalesine bakılmasında yarar var).
.
NE OLACAK ŞİMDİ?
.Şu anda, payları borsada işlem gören şirketlerin; grup şirketleri vasıtasıyla kendi paylarını almalarının mümkün olduğunu ve yatırım ortaklıkları ile aracı kurumların, kendi paylarını geri alabildiğini göz önüne alan ve pay geri alımlarının özellikle son dönemde dünya borsalarında ve İMKB’de görülen yoğun fiyat hareketlerinde, şirket pay fiyatlarındaki dalgalanmaların dengelenmesi yönünden şirketlere olanak sağlanması düşüncesiyle, Sermaye Piyasası Kurulu, yasa yürürlüğe girinceye kadar ortaya çıkabilecek sorunları gidermek amacıyla “iyi niyetli olarak”, böyle bir karar almış. Karar iyi niyetli ama hukuki açıdan “temelsiz ve yok hükmünde” olduğu da ayrı bir gerçek.
Yasa; “anonim şirketlerin kendi paylarını geri alabilmeleri 1 Temmuz 2012’de yürürlüğe girer” diyor. SPK ise 10 Ağustos 2011 tarih ve 26/767 sayılı kararıyla, “10 Ağustos 2011’de yürürlüğe koyuyorum” diyor!..
VERGİ BOYUTUOlayın bir de vergi boyutu var.Hisse senetleri borsada işlem gören bir şirket (aracı kurumlar ve yatırım ortaklıkları hariç) kendi paylarını SPK kararına uyarak örneğin 10 Ekim 2011’de satın aldı ve “zarar” etti diyelim. Bu zarar ne olacak?
Maliye olaya, yürürlükteki yasa hükümleri açısından bakar.
.
Böyle olunca inceleme elemanı, şirketin gider yazdığı milyonlarca lira zararı “kanunen kabul edilmeyen gider” olarak nitelendirip, şirkete ciddi tutarda vergi ve ceza uygular.
.Hisse senetleri borsada işlem gören şirketler aman dikkat!..Yeni Türk Ticaret Kanunu’nun yürürlüğe gireceği 1 Temmuz 2012’ye kadar bekleyin.
Boşu boşuna “Efendim, SPK kararı vardı, ona göre hareket ettik” demeyin. Maliyeciler, ortada yasa varken karara itibar etmezler, basarlar vergiyi ve cezayı…
.ŞÜKRÜ KIZILOT
Hürriyet.com